21 Aralık 2015 Pazartesi

Eğer kent insanlara uyum sağlamazsa, insanlar onu kendilerine uydurur

“Eğer kent insanlara uyum sağlamazsa, insanlar onu kendilerine uydurur"
David 'in Kulesi ; 2012 Venedik Bienali’nde Altın Aslan ödülü kazanan belgeselin açılış cümlesiydi. 


Torre David  İspanyolca’da “David’in Kulesi” anlamına gelen ve Venezüella’nın başkenti Caracas’ta doksanlı yıllarda “Confinanzas Finans Merkezi” adıyla inşa edilmeye başlanan 47 katlı bir gökdelen. Adını aldığı sahibi işadamı David Brillembourg’un 1993 yılında ölmesi ve ardından gelen ekonomik kriz nedeniyle tamamlanamayan binanın Torre David adını aldığı ilginç öyküsü ise, 2007 yılında başlıyor.

Yoğun göç, işsizlik ve ekonomik sıkıntılar nedeniyle artık insan yükünü kaldıramayan kentin gecekondularından çıkıp gelen 750 aile, suyu, elektriği, asansörü ve korkulukları olmayan ve kaba inşaat halinde duran gökdelenin ofis olarak tasarlanan alanlarına yerleşiyor. 


Kentin büyüyen konut sorununa çözüm bulmakta zorlanan Chavez Hükümeti’nin bu tür bina işgallerine göz yummasından da faydalanan bu 2.500 kişilik topluluk, aralarında bina sahibinin yeğeni Alfredo Brillembourg’un da bulunduğu bir grup mimar ve kent plancısının da yardımıyla, Caracas’ın en yüksek 3. gökdeleninde dünyanın ilk ‘dikey gecekondu’ yaşam alanını kuruyor; 


Yüksek katlara yapılan “motorsikletli” taşıma servisi, orta katlarda açılan bakkal, süpermarket gibi dükkanlar, berber, revir ve hatta dişçi hizmetleri ile giderek biçimlenen alabildiğine radikal bir yaşam biçimi.


Her ne kadar geçtiğimiz günlerde Maduro hükümetinin yaptığı bir operasyonla son bulmuşsa da Torre David’deki dikey gecekondu deneyimi, bugün dünya mimarlık ve kentsel planlama çevrelerinin en yoğun tartışıltığı vaka oldu.

1 yorum:

  1. Çok güzel bir paylaşım, etkileyici fotoğraflar... Teşekkürler :)

    YanıtlaSil